Nefes alıp verdiğimiz sürece hayatta zannettik kendimizi.
Bavula sığmayan hikâyelerimizle, bilmediğimiz sokakların bozuk yollarını arşınlarken, kaderimize mi yoksa belediyeye mi söveceğimize karar veremiyorduk.
Kuşlar… Onlar, mevsimsel sancılar çekiyor. Göç etmenin temel prensibine inat, parkları çocuklardan işgal etmişlerdi. Sonra çikolataların tadını bozdular.
Ne yazık ki, ağırlanınca altın takılan bir ülkede, ağırlığımdan çok acılar taşıyorum.
Bir gün, bir yerde denk gelinen az bilinen bir tabirle; sigarayı tebessümle, denize dumanını yok gücünle verirken mırıldanıyorduk.
Her şeyin özeti:
Durumsuzuz.
Yorumlar