İçerik Resmi

Kendi Yolunun İzinde - Mustafa Kurt


favorite 1 visibility 25 bookmark 0


RÖPORTAJ METNİ 
 Kendi Yolunun İzinde - Mustafa Kurt

Röportaj ve Metin: Karaca Erden

Sosyal medyada attığı her adım merakla takip edilen, zorlukların üzerine inşa ettiği cesaretiyle geniş bir kitleye ilham veren Mustafa Kurt, bugün tüm yönleriyle karşımızda. Yükseklerde atılan adımlardan terk edilmiş yapılara uzanan bu yolculuğun ardında nasıl bir hikâye olduğunu birlikte keşfedeceğiz.


Karaca Erden: Öncelikle sizi biraz tanıyalım. Mustafa Kurt kimdir?

Mustafa Kurt: Ben Mustafa Kurt. İstanbul’da büyüdüm, ama çocukluğum dağlarda, ormanlarda ve mağaralarda geçti. Adrenalin seviyesi normal insanlarda kan dolaşımına benzerse, bende adrenalin tıpkı Wi-Fi gibi her yerde dolaşıyor.
Macera ve keşif ruhu olan biriyim; özellikle doğada, ormanlarda ve terk edilmiş yerlerde vakit geçirmeyi seviyorum. Hayatta sakinlikten çok deneyim ve gözlem peşindeyim. Yeni şeyler öğrenmeyi ve sınırlarımı keşfetmeyi önemsiyorum. Evimde bir siyah kedim var; sessizlik, sadelik ve hayvan dostluğu hayatımın önemli bir parçası.

Karaca Erden: Sosyal medyada cesur ve adrenalin dolu içeriklerinizle geniş bir izleyici kitlesi oluşturuyorsunuz. Bu ilginin sizi nasıl hissettirdiğini anlatır mısınız?

Mustafa Kurt: İnsanlar yaptığım şeyleri izleyip ilgi gösterdiğinde tuhaf bir duygu hissediyorum. Bu duygu beni şımartmıyor; daha çok “demek ki bunu doğru şekilde anlatabildim” hissi veriyor. Çünkü yaptığım şey, rooftop kültürüne sahip çıkmak. Bu sadece çatılara çıkmak ya da tehlikeli yerlerde dolaşmak değil; kültürü sahiplenip ortaya güzel işler çıkarmak, bunu ifade etme şeklim.

Beni izleyenlerin olması, yalnız olmadığımı hissettiriyor. Destekleyenler motivasyon veriyor, eleştirenler ise daha dikkatli ve daha iyi olmaya zorlayarak gelişmemi sağlıyor. Kısacası bu ilgi beni hem güçlendiriyor hem de sorumluluk hissettiriyor. Ve ben bu duyguyu seviyorum.

Karaca Erden: Çocukluğunuzun dağlar, ormanlar ve mağaralarda geçtiğini söylediniz. Bu durum ailenizin yaşam tarzıyla mı bağlantılıydı, yoksa tamamen kendi keşifleriniz miydi?

Mustafa Kurt: Ailem doğayla iç içe yaşayan bir aile değildi, ama beni hiç kısıtlamadılar. Küçük yaşlardan beri çok meraklıydım; izlediğim filmlerden ve kendi hayal gücümden dolayı dağa çıkmak, ormanda gezmek ve mağaralara girmek istiyordum. Kimse bana “gitme” demedi, ama “git” de demedi.

Yani bu tarz bir çocukluk biraz ailemin bana alan bırakmasıyla, biraz da benim içimdeki keşfetme isteğiyle şekillendi. Bugün yaptığım şeylerin temeli aslında o zamanlardan geliyor.

Karaca Erden: İlk içeriklerinizi üretmeye ne zaman karar verdiniz? Bu, önceden planladığınız bir hedef miydi yoksa zamanla gelişen bir süreç miydi?

Mustafa Kurt: Aslında ilk içerik üretme kararı çok planlı değildi. Bir arkadaşım içerik üretiyordu, onunla takılmaya başladıktan sonra çektiğim videoları paylaşayım dedim. İnsanlar ilgi gösterince devamı kendiliğinden geldi.

Başta bunu bir iş haline getirmek gibi bir hedefim yoktu; sadece yaşadıklarımı paylaşmak istedim. Zamanla izleyenlerin tepkileri ve desteği beni motive etti. Yani bu süreç, bir planın sonucu değil, kendi kendine gelişen bir yolculuktu.

Karaca Erden: Yolun başındayken “Acaba devam etmesem mi?” dediğiniz, umutsuzluğa kapıldığınız dönemler oldu mu?

Mustafa Kurt: Oldu, hem de birkaç kez. Yolun başındayken bazen devam etmesem mi? diye düşündüğüm dönemler yaşadım. Yaptığım şeyler hem yorucu hem de sürekli eleştiriye açık bir alan. Üstüne defalarca mahkemelik olduk. Bu süreç gerçekten insanı yıpratıyor.

Bazı dönemlerde “Daha sıradan içerikler mi üretsem?” diye düşündüm. Çünkü uğraş, stres ve davalar üst üste gelince insanın enerjisini alıyor.

Karaca Erden: İçeriklerinize zamanla artan ilgi sizi nasıl yönlendirdi? Bu ilgi içerik üretim tarzınızı değiştirdi mi?

Mustafa Kurt: Tarzımı hiçbir zaman değiştirmedim. Çünkü beni ben yapan şey buydu. Sadece daha bilinçli oldum. Kime nasıl örnek olabileceğimi daha fazla düşünmeye başladım. İlgi beni dönüştürmedi, ama geliştirdi; içeriğin ruhu aynı kaldı, sadece daha planlı ve kontrollü bir hâl aldı.

Karaca Erden: Bir yanda sizi tutkuyla takip eden büyük bir hayran kitlesi, diğer yanda eleştiriler getiren bir grup var. Bu iki farklı yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mustafa Kurt: Beni destekleyenler enerjimi yükseltiyor, eleştirenler ise daha dikkatli ve bilinçli olmamı sağlıyor. İkisi de beni farklı şekilde besliyor; biri motive ediyor, diğeri geliştiriyor. Bazen çok sert eleştiriler alıyorum; insanların rooftop kültürünü bilmemelerinden kaynaklı. Bu eleştirilere saygı duyuyorum.

Karaca Erden: Olumsuz yorumlar veya sert tepkilerle karşılaştığınızda bunu nasıl yönetiyorsunuz?

Mustafa Kurt: Olumsuz yorum geldiğinde bakıyorum. Eğer içinde haklı bir taraf varsa onu ciddiye alıyorum. Ama tamamen kırmak veya aşağılamak amacıyla yazılmışsa, yoluma devam ediyorum. Sonuçta herkesin fikri var.

Karaca Erden: Korku ile ilişkiniz nasıl? Bu kadar tehlikeli işlerin içinde korkuyu nasıl yönetiyorsunuz? Hiç “Bunu yapmasam mı?” dediğiniz oluyor mu?

Mustafa Kurt: Korkuyla aram fena değil. Ama bazen kendi korku hormonlarımda bir sorun var herhalde diye düşünüyorum; çoğu kişinin eli ayağı titrediği yerlerde ben sakin kalabiliyorum. Yine de bazen “Bunu yapmasam mı?” dediğim oluyor. O an durup riskleri tartıyorum ve içime sinmiyorsa yapmıyorum. Cesareti seviyorum ama kontrolsüzlüğü değil.

Karaca Erden: İçerik üretirken yaşadığınız en unutulmaz an hangisiydi?

Mustafa Kurt: Bir defasında 50 katlı bir gökdelenin çatısına çıktık. Son üç kata gizli bir asansörle ulaşıyorduk. En üste vardığımızda bizi X-ray cihazları ve amfi salonuna benzeyen sessiz bir alan karşıladı. Hiç kimse yoktu; o kadar gizemli bir yerdi ki hiçbir şeye bulaşmadan çıktık. Hâlâ orası çok merak ettiğim bir yer.

Karaca Erden: İlham aldığınız biri var mı? Sosyal medyada, sporda veya bambaşka bir alanda sizi etkileyen bir isim oldu mu?

Mustafa Kurt: İlham aldığım kişi Jackie Chan. Çocukluğum onun filmleriyle geçti ve hâlâ ilham aldığım bir aktör. Cesareti, yaratıcılığı ve sınırlarını zorlaması beni hep etkiledi.

Karaca Erden: Hayranlarınız sizi çoğunlukla “cesur, çılgın, deli” olarak tanımlıyor. Öte yandan “Bu kadar tehlikeli işlere devam etme” şeklinde uyarılar alıyorsunuz. Bu iki uç yorum hakkında ne düşünüyorsunuz? Aynı şeyleri yapmak isteyen birine ne söylersiniz?

Mustafa Kurt: Bu üç yorum aslında yerinde. Aklı başında biri zaten benim yaptıklarımı yapmaz. Extreme işlere özenen gençlere şunu söylüyorum: Bu videolar profesyonel bir çılgın tarafından çekildi; sakın denemeyin.

Bizim parkour geçmişimiz var; bu işleri yapan herkesin bir birikimi ve tecrübesi var. Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değil. Eğer yapacaksanız, mutlaka tecrübeli ve spor geçmişi olan kişilerle yapın. Tecrübesizce dalarsanız ciddi riskler alırsınız.

Karaca Erden: İçerikleriniz genç izleyicilere de ulaşıyor. “Tehlikeye teşvik ettiği” yönünde eleştiriler geliyor. Bu yorumlara yaklaşımınız nedir?

Mustafa Kurt: Çocuklara kötü örnek oluyorsunuz diyenleri okuyunca bazen kendimi sanki arka sokaklarda madde ticareti yapan biriymişim gibi hissediyorum. Halbuki tek amacım biraz extreme ve yükseklik korkusu olanlara motivasyon vermek.

Ben dijital dadı değilim; binlerce çocuğa sanal bakıcılık yapamam. Çocukların kötü alışkanlık edinmesinin sebebi içerik üreticileri değil, onları izletme ve kontrol etme sorumluluğunu yerine getirmeyen yetişkinlerdir. Ben zaten tehlikeli şeyleri profesyonel geçmişimle yapıyorum ve her videoda “denemeyin” uyarısı yapıyorum. Gerisi ailelerin sorumluluğu.

Karaca Erden: Aileniz ve size yakın çevreniz yaptığınız iş hakkında ne düşünüyor? Destekleyenler ve endişelenenler arasındaki denge nasıl?

Mustafa Kurt: Ailemde en çok annem kızıyor; her video sonrası beni bir güzel azarlıyor. Ben de kendimi kurtarmak için “Anne, onlar gerçek değil, yapay zekâ yapıyor” diyorum ve inanıyor. Diğerlerinin ne düşündüğü pek umurumda değil. Destekleyenler sağ olsun; endişelenen haklı. Ama en sert yorum her zaman annemden geliyor.

Karaca Erden: Bir çekime çıkmadan önce hazırlık süreciniz nasıl işliyor? Fiziksel veya zihinsel olarak yaptığınız özel bir rutin var mı?

Mustafa Kurt: Boş zamanlarımda güç ve kondisyon çalışıyorum; onun dışında özel bir hazırlığım yok.

Karaca Erden: Çekimlerde yanınızda bir ekibiniz oluyor mu, yoksa çoğu şeyi tek başınıza mı yapıyorsunuz?

Mustafa Kurt: Bazen tek başıma yapıyorum ama genellikle arkadaşlarımla gidiyorum; hem motivasyon hem de çekim açısından destek oluyorlar. Ekibim onlar diyebiliriz.

Karaca Erden: İlerleyen dönemlerde daha farklı, daha iddialı veya daha büyük projeler yapmayı düşünüyor musunuz? Şu an üzerinde çalıştığınız bir plan var mı?

Mustafa Kurt: Şu anda YouTube kanalıma içerik üretiyorum; terk edilmiş yerler (urbex) temalı videolar yapıyorum. Rooftop için yurtdışına çıkma planlarımız da var.

Karaca Erden: Kendinizi üç kelimeyle tanımlamanız gerekseydi, bu kelimeler neler olurdu? Ve neden?

Mustafa Kurt: Cesur, meraklı, arızalı.

Cesur çünkü çoğu insanın bakmaya korktuğu yerlere ben çıkıyorum.

Meraklı çünkü “Acaba şuradan da çıkılır mı?” diye sormadan duramıyorum.

Arızalı çünkü… askere alınmada sağlık raporumda “arızalı” yazıyordu. Normal biri zaten benim yaptıklarımı yapmaz, kabul edelim.


Karaca Erden: Son olarak, sizi izleyen gençlere, hayallerinin peşinden gitmek isteyen insanlara ne söylemek istersiniz?



Mustafa Kurt: Ne yapacaksanız yapın, ama lütfen başkasının cesaretiyle değil kendi cesaretinizle yapın. Hayal dediğin şey biraz korkutmalı… Korkuyorsanız doğru yoldasınız demektir. Benimkisi sadece bir örnek; gerçek adımı atan her zaman sizsiniz.

Mustafa Kurt’un bu röportajı, sadece sosyal medyada cesur içerikler paylaşan bir gencin hikâyesi değil; kendi yolunu çizen, sınırlarını zorlayan ve korkularıyla yüzleşen herkes için bir ilham kaynağı. Çocukluğunu doğada geçiren, merak ve keşif duygusuyla büyüyen Kurt, yaşadığı deneyimleri sadece paylaşmakla kalmıyor; izleyenlerine cesaret, sorumluluk ve kararlılığın önemini gösteriyor.

Rooftop kültürü ve urbex gibi sıra dışı alanlarda içerik üretirken karşılaştığı zorluklar, eleştirilerle başa çıkma yöntemleri ve motivasyon kaynakları, gençlere ve hayallerinin peşinden gitmek isteyen herkese değerli dersler sunuyor. Mustafa Kurt, ne kadar tehlikeli işler yapıyor olursa olsun, bu alanda yeterli deneyime ve profesyonel birikime sahip olduğunu vurguluyor. Onun mesajı net: Bir alanda başarılı olmak istiyorsanız, önce o alanda bilgi ve beceri sahibi olmalı, eğitim almalı ve tecrübeli kişilerden öğrenmelisiniz. Kafanıza göre, hazırlıksız hareket etmek hem kendinize hem çevrenize risk yaratır.

Bu röportaj, cesaret ve merakla kendi yolunu çizen bir bireyin deneyimlerini aktarırken, hayallerinin peşinden gitmek isteyen herkese hem ilham veriyor hem de doğru adımlar atmanın, sorumluluk sahibi olmanın ve profesyonelliğin önemini hatırlatıyor. Mustafa Kurt’un hikâyesi, sınırlarını zorlamak isteyenler için heyecan verici olduğu kadar, bilinçli ve güvenli adımlar atmanın gerekliliğini de gözler önüne seriyor.



Önerilen Yazılar

Article Image

Nuri Dayı


favorite 0 visibility 1 bookmark
Article Image

Kendine okur


favorite 2 visibility 9 bookmark
Article Image

Uyanışın Karanlık Şövalyesi


favorite 4 visibility 13 bookmark
Article Image

TÜM ZAMANLARIN YANKISI


favorite 0 visibility 3 bookmark

Yorumlar