Fondip yapıyorum, gelişine yaşıyorum hayatı. Bir müddet monoton, sonra keskin, acıklı, bir o kadar da yüz buruşturan bir yaşantı içinde savrulup gidiyorum, öylesine, hiçbir şeyin farkında olmadan. Sonra sen çıkıp geliyorsun… Bir bakışınla bütün masa dönmeye başlıyor, sanki bardağın içindeyim de biri beni yavaşça çalkalıyor. Dudaklarımda yarım bir gülüş, içimde tam bir yangın. Söylemek istediklerim dilimin ucunda, düşecek gibi… Kafam güzel, ama sen kafamdan da güzelsin. Ve işte o an, bardağımdaki gibi sen de başımı döndürüyorsun; yudum yudum, ağır ağır, sarhoş eden bir tat bırakıyorsun.
Yorumlar