14 yaşımdan beri sürekli kendimleyim. Hem her anımı belgeliyor hem de kendimi tanımaya çalışıyorum. bunu yaparken en keyif aldığım an geriye dönüp kendimi seyretmek. Defterlerime bakarak yapıyorum bunu. ve ilk deneme defterimin sadece yarısına bakarak söyleyebilirim ki her şeye isyan etmişim. O küçücük odamda her şey gözüme batmış, hep eleştirmiş hep öfkelenmişim. Şimdi böyle dingin yazarken aklıma onca sert yazıları nasıl yazdığım geliyor. Düşünmeye ve bunu insanlara aktarmaya çok kafa yormuşum belli ki, oysa vaktimi kendime ayırmalıydım. Bu hayat bencil olanlara daha adil davranıyor. Etrafımda olan bitenlere bakmak bana sadece nefret dolu bir defter ve huzursuz bir beyin bıraktı. Şuan ki dinginliğim bencilliğimden değil ama öfkem bir anda uçup gitmiş gibi. Sanırım tüm enerjimi erkenden tükettim. Öfkem hep saman alevi gibiydi zaten bir gece başlar ve gün doğmadan biterdi. İsyanlarım olurdu bazen, sinirden ağlardım ama yıldırımlar yerini sakin yağmura bıraktığı gibi bende isyanımı sesiz hıçkırıklara bırakırdım.
Uzun zamandır doğrularımı düşünmüyorum, bana neyin iyi geldiğini düşünmüyorum. Çünkü isyan etmek benliğime aykırıydı ve bana iyi gelen buysa belki de doğrularım o kadar doğru değildir diye düşünürdüm. Geçmiş zaman takıntıma bakmayın bunları şuan söylüyorum.
Doğrularımı bir kenar atmış olsam da sorunlarıma kolay kolay sırt çevirebilen biri değilim. Ve eğer sorununuz küçüklüğünüzden beri aynıysa mücadeleniz uzun ve bir o kadar da yorucu oluyor. İleriye baktıkça arkamdan gelen seslere kulak tıkamak benim yapabileceğim bir şey değil ama o karanlığa kucak açmak pek de doğru gelmiyor ama biz ne demiştik doğrularla ilgilenmiyoruz, en azından şimdilik.
Yorumlar