Zamanda Yolculuk
Her insan, bir gün mutlaka öğrenir:
Her hikâye mutlu sonla bitmez.
Ve işte o an, zihninin bir köşesinden geçer;
"Keşke zamanda yolculuk yapabilsem... O güne, o ana dönebilsem. Belki her şeyi düzeltebilirim."
Peki gerçekten bu mümkün mü?
Zamanda yolculuk, gerçekten çözüm olabilir mi?
Geçmişe gitsek bile, yaşananları değiştirebilir miyiz?
Bu soruların cevabı net değil.
Ama şundan eminim:
Düne takılı kaldığımızda, yarını inşa etmeyi unuturuz.
Geçmişte yaşanan kötü bir olay, sadece o zamana dönülerek mi düzeltilebilir?
Yoksa ileriye doğru bir adım atmak, bambaşka bir çözüm olabilir mi?
Çoğumuzun aklında şöyle bir şüphe oluşur:
> “Zaten yaşanmış bir şey, nasıl gelecekte düzelir ki?”
Evet, ilk bakışta saçma gibi gelir.
Ama şunu bilmeliyiz:
Zaman bir ilaç değildir.
Hiçbir şeyi tek başına iyileştirmez.
Asıl iyileştiren şey, zaman içinde ne yaşadığımız, ne hissettiğimiz, neyi tecrübe ettiğimiz ve bu tecrübeleri nasıl taşıdığımızdır.
Asıl ilaç; ruh hâlimizdir.
Bu yüzden hep karşı çıkarım şu söze:
> “Zaman her şeyin ilacıdır.”
Hayır.
Zamanla iyileşmiyoruz,
alışıyoruz.
Ve kabulleniyoruz.
Olaylara değil, hissettiklerimize yabancılaşarak…
Alışmak bazen sadece unutmaya çalışmaktır.
Kabullenmek ise bazen içimizdeki sesi susturmaktır.
Elbette bu iki duygu –alışmak ve kabullenmek– belli ölçülerde gereklidir.
Ama kontrol altında tutulduklarında…
Çünkü aksi halde bu duygular tehlikeli hâle gelir:
Alışmak, ruhu köreltir.
Kabullenmek, içte büyüyen sesi bastırır.
Asıl mesele;
bu dengeyi kurabilmek
ve
geçmişin gölgesinde kalmadan ilerleyebilmektir.
---
Bir an dur ve hatırla...
İlkokulda okumayı öğrendiğin o günü…
Çevrende anlam veremediğin yazılar, harfler, semboller vardı.
O karalamalar sana yabancıydı.
Ama bir gün geldi, o şekiller anlam kazandı.
Bir şeyler ifade etmeye başladılar.
İşte zaman, bu noktada etkili oldu:
Anlam yaratmak için bir araçtı.
Ama eğer zaman gerçekten “unutturucu” olsaydı,
Neden en güzel anılarımıza hiç dokunmazdı?
Hiç düşündün mü?
Çünkü zaman sadece bir çerçeve,
sadece bir kavramdır.
Ona anlamı biz yükleriz.
İyileştirdiğini düşündüğümüz şey;
aslında bizim kendimizi buna inandırmamızdır.
Gerçek şu:
Sizi iyileştirecek olan zaman değil,
sizsiniz.
Sizin verdiğiniz mücadele,
Sizin ruhsal direnciniz,
Sizin bilinçaltınıza yüklediğiniz düşünceler…
---
Eğer bir sorun doğuyorsa,
Onunla birlikte bir çözüm de doğar.
Belki erken değil...
Ama er ya da geç.
Zamanda yolculuk yapmaya gerek yok.
Kendine doğru çıktığın yolculuk,
en gerçek ve en güçlü olanıdır.
Yaşam, acısıyla tatlısıyla,
Eksiğiyle fazlasıyla
güzeldir.
Ve seni en iyi anlayacak kişi,
seninle aynı bedende yaşayan,
o güçlü “sen”dir.
Yorumlar