İçerik Resmi

Piri Reis'in Kayıp Kitabı Bir Şifre mi?


favorite 1 visibility 27 bookmark 0


Piri Reis'in Kayıp Kitab-ı Bahriye'si: Antarktika'nın Şifresi mi? 

(Haritacılık, Keşifler, Gizem)

Osmanlı denizcilik tarihinin en parlak zekâlarından biri olan Muhiddin Piri Reis’in (yak. 1465/70-1554/55), 1513 tarihli meşhur dünya haritasının 1929’da Topkapı Sarayı’nın tozlu rafları arasında keşfi, tarih ve kartografya dünyasını sarsan bir olaydı. Bu eser, özellikle Avrupalı kaşiflerin henüz keşiflerini tamamlamadığı bir dönemde, Afrika'nın batı kıyılarını, Yeni Dünya'yı ve Güney Amerika'nın doğusunu şaşırtıcı bir doğrulukla tasvir etmesiyle dikkat çeker. Bu parşömen, sadece Atlantik kıyılarının şaşırtıcı doğruluğuyla değil, tartışmalı güney kıtasına dair çizimleriyle de akademik çevrelerde yoğun bir ilgi ve spekülasyon fırtınası başlattı. Haritanın alt kenarında, geleneksel coğrafi bilginin ötesinde, buzullarla kaplı bir toprak parçasını andıran detaylar, akıllara kaçınılmaz bir soruyu getirdi: Piri Reis, henüz resmi olarak keşfedilmemiş Antarktika’yı mı tasvir etmişti? Bu soru, onun çok daha kapsamlı olduğu bilinen, ancak büyük kısmı kayıp denizcilik ansiklopedisi Kitab-ı Bahriye’nin gizemini daha da derinleştiriyor. Piri Reis, haritasının kenar notlarında, bu çizimi oluştururken Kristof Kolomb'un kayıp bir haritası da dâhil olmak üzere, yirmi kadar farklı kaynaktan (Arap haritaları, Portekiz haritaları, "İskenderiye haritası") yararlandığını açıkça belirtmek suretiyle bu büyük eseri oluştururken faydalandığı, bazıları antik çağlara kadar uzanan haritalardan bahseder. Bu bilgi, onun derlemeci ve eleştirel bir bakışa sahip olduğunu gösterirken, haritanın kökenine dair ilk elden kanıt sunar. Ancak, bu muazzam eser, denizcilik bilgisinin asıl hazinesi olan ve Piri Reis'in ömrünü adadığı Kitab-ı Bahriye'nin (Denizcilik Kitabı) yanında sadece bir fragmandır. 

Kitab-ı Bahriye, ilk versiyonunu 1521'de tamamlayıp Kanuni Sultan Süleyman'a sunan, daha sonra 1526'da genişletilmiş ve zenginleştirilmiş ikinci bir versiyonunu hazırlayan Piri Reis'in başyapıtıdır. Bu ikinci versiyon, Akdeniz kıyılarının, adalarının, limanlarının, koylarının, deniz tehlikelerinin, seyir yollarının, rüzgâr ve akıntıların son derece detaylı tasvirlerini, haritalarını ve denizcilikle ilgili bilgi dolu şiirlerini içeren eşsiz bir navigasyon rehberidir. Bilinen nüshaları (örneğin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ndeki ve Bologna Üniversitesi Kütüphanesi'ndeki) bu muazzam eserin büyük kısmını barındırır. Fakat, Piri Reis'in ölümünden sonra kaybolduğu iddia edilen bir bölümünün veya özel bir nüshasının varlığı, özellikle 1513 haritasının güney kısmıyla bağlantılı olarak, derin bir gizem ve spekülasyon kaynağı olmuştur. Ne yazık ki, günümüze ulaşan Kitab-ı Bahriye nüshaları (1521 ve 1525 tarihli versiyonlar) esas olarak Akdeniz kıyılarını detaylandırır; dünya haritasındaki kadar geniş kapsamlı bir küresel coğrafya, özellikle de o tartışmalı güney topraklarına dair derinlemesine açıklamalar içermez. Bu durum, haritadaki sıra dışı detayların kaynağının ve kayıp bölümlerin içeriğinin ne olabileceğine dair büyük bir gizem perdesi oluşturur.

Haritadaki güney toprakları yorumuna dair en radikal ve ses getiren iddia, 20. Yüzyılda Profesör Charles H. Hapgood (1904-1982) tarafından Maps of the Ancient Sea Kings (1966) adlı eserde sistematik olarak ortaya atıldı. Haritanın gizemi, bu eserde öne sürülen tartışmalı tezle uluslararası ilgi odağı haline geldi. Hapgood, Piri Reis’in 1513 haritasının alt kısmında görünen toprakların, geleneksel olarak Güney Amerika'nın güneyi olarak yorumlanan kısımların ötesinde, Antarktika kıtasının buz örtüsü altındaki gerçek kıyı şeridini,  diğer bir deyişle buzullardan arındırılmış halini tasvir ettiğini iddia etti. Hapgood, bu olağanüstü doğruluğun ancak Antarktika'nın buzullaşmadan önceki dönemlerde (MÖ 4000'den önce) haritalandırılmış kaynaklardan aktarılmasıyla mümkün olabileceğini savundu. Bu da, kayıp bir uygarlığın varlığına ve onların bilgilerinin Piri Reis'e kadar ulaştığına dair bir teoriyi beraberinde getirdi. Hapgood'un çalışması, özellikle Erich von Däniken gibi yazarlar tarafından popülerleştirilerek, Piri Reis haritasının "imkansız" bilgi içerdiği ve kayıp Kitab-ı Bahriye nüshalarında Antarktika'ya dair daha fazla detayın bulunabileceği yönündeki söylenceleri besledi.

Hapgood’un iddiaları, haritanın geleneksel tarih öncesi ve denizcilik kabiliyeti anlayışını alt üst ediyor, kayıp bir uygarlığın olağanüstü kartografik bilgisine işaret ediyordu. Ancak, Hapgood’un bu iddiaları, kartografya tarihçileri ve jeologlar tarafından ciddi akademik ve kartografik eleştirilere maruz kaldı. Haritacılık tarihi uzmanı Gregory C. McIntosh, The Piri Reis Map of 1513 (2000) adlı titiz çalışmasında, Hapgood'un metodolojisini ve yorumlarını temelden sorgular. McIntosh, haritanın güneydeki kara parçalarının, Hapgood’un iddia ettiği gibi Antarktika değil, Piri Reis'in kendi notlarında açıkça belirttiği gibi,  Güney Amerika’nın doğu kıyısının (bugünkü Brezilya, Arjantin, özellikle Patagonya ve Tierra del Fuego bölgesinin) henüz keşfedilmemiş kısımlarına ait olduğunu ve bu kıyıların 16. yüzyıl başı bilgileri ve haritacılık gelenekleri (özellikle Portekiz kaynakları) ışığında, muhtemelen biraz çarpıtılmış ve diğer kıtalarla (örneğin Asya'nın güney uzantıları) bağlantılı olarak çizildiğini belki de efsanevi "Terra Australis" beklentisiyle karıştırılarak veya abartılarak çizilmiş olabileceğini güçlü argümanlarla ortaya koyar. McIntosh, haritadaki kıyı çizgilerinin, Avrupa kâşiflerin henüz ulaşmadığı Güney Amerika bölgelerinin yerli halklarının bilgileri veya erken Portekiz keşif raporlarıyla (muhtemelen Piri’nin notlarında bahsettiği, Kolomb’a ait olduğu söylenen kayıp haritalar da dâhil) şekillenmiş olabileceğinden bahisle Piri Reis'in kullandığı kaynak haritaların (Kolomb haritası dâhil) Güney Amerika'nın güneyini henüz tam keşfedilmemiş ve dolayısıyla hatalı çizilmiş olabileceğini, bu çizimlerin Antarktika ile hiçbir gerçek coğrafi benzerlik taşımadığını vurgular.  Bu görüş, haritayı dönemin bilgi birikimi ve kısıtlılıkları bağlamında daha makul bir şekilde konumlandırır. Ayrıca, haritanın o bölgedeki yazıtları (örneğin "Bu diyar issizdir ve her tarafı harabelerle doludur.") Antarktika'ya değil, Patagonya'nın az bilinen ve efsanevi yönlerine işaret eder. Modern tekniklerle yapılan harita projeksiyonu analizleri de (örneğin Steven Dutch'un 1992 tarihli jeodezik analizi) Hapgood'un Antarktika ile örtüşüm iddialarını desteklememektedir.

Mevcut Kitab-ı Bahriye nüshalarında Antarktika veya buz örtüsü altındaki kıtalara dair herhangi bir açık referans bulunmamaktadır. Eser, açıkça Akdeniz havzasına odaklanmıştır. Ancak, Piri Reis'in 1513 haritasını oluştururken kullandığı ve kaybolmuş olabilecek kaynaklar listesi ("İskenderiye haritası" gibi belirsiz referanslar) ile bilinen Kitab-ı Bahriye nüshalarının bazı detaylı haritalarının zaman içinde koparılmış veya kaybolmuş olma ihtimali, "kayıp bir bölüm" efsanesini beslemeye devam etmektedir. Bu efsane, Hapgood'un tezinin popüler kültürdeki yankılarıyla birleşerek, böyle bir kayıp nüshanın Antarktika'ya dair şifreli bilgiler veya "imkânsız" coğrafi detaylar içerebileceği spekülasyonunu doğurmuştur. 

Bu spekülasyonlar, tarihsel belgelerden ziyade, modern gizem arayışının ve Piri Reis'in çalışmalarının sınırlarını zorlama arzusunun bir yansımasıdır. Bilinen hiçbir tarihsel kanıt veya mevcut Kitab-ı Bahriye nüshası, Antarktika'ya dair bilgi içerdiğini desteklememektedir. Kayıp bir nüshanın varlığı teorik olarak mümkün olsa da, bunun Antarktika gibi Piri Reis'in bilgi dünyasının tamamen dışında kalan bir kıtayı içermesi, coğrafi keşifler tarihi ve Osmanlı denizcilik faaliyetlerinin bilinen kapsamı göz önüne alındığında son derece düşük bir ihtimaldir.

Piri Reis’in kaynaklarının doğası, özellikle de Kolomb’un kayıp haritası ve bahsedilen antik İskenderiye haritalarının mahiyeti, tartışmanın bir diğer odağıdır. Ünlü Osmanlı tarihçisi Svatopluk Soucek, Piri Reis & Turkish Mapmaking After Columbus (1992) adlı eserinde, Piri Resi’in bilgilerini büyük ölçüde çağdaşı İber denizcilerden, özellikle de esir alınan veya Osmanlı hizmetine girenlerden edindiğini ve bunları mevcut İslami/Akdeniz kartografik gelenekle harmanladığını detaylandırır. Soucek, Piri’nin dehasının mutlak özgünlükten ziyade, mevcut bilgiyi derleme, sentezleme ve pratik denizcilik ihtiyaçlarına uyarlama kapasitesinde yattığını belirtir. Kayıp Kitab-ı Bahriye nüshasına dair en büyük umut, Topkapı Sarayı arşivlerinin derinliklerinde veya henüz keşfedilmemiş özel bir koleksiyonda saklı olabileceği ihtimalidir. İdris Bostan gibi Osmanlı denizcilik tarihi uzmanlarının çalışmaları (örneğin Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Tersane-i Amire, 2003 ve çeşitli makaleler), Osmanlı denizcilik literatürünün genişliğini ve arşivlerin hâlâ tam olarak taranmamış potansiyelini gözler önüne serer. Bu kayıp nüshanın bulunması, sadece Antarktika spekülasyonlarını değil, 16. yüzyıl başındaki küresel coğrafi bilginin aktarım yolları, Piri Reis’in metodolojisi ve Osmanlı entelektüel tarihinin zirvesi hakkında devrim niteliğinde bilgiler sunabilir.

Piri Reis'in gerçek mirası, 1513 haritasının tartışmalı güney kısmından çok, Akdeniz'in olağanüstü detaydaki Kitab-ı Bahriye haritalarında ve metninde yatar. Bu eser, Osmanlı deniz gücünün zirvesinde, Akdeniz'in tam anlamıyla bir "Türk gölü" haline geldiği dönemde, pratik denizciliğe ve coğrafi bilgi birikimine yapılmış eşsiz bir katkıdır. Paul Kahle'nin Piri Re'îs: Bahrîje (1926) gibi erken dönem çalışmaları, eserin önemini ortaya koyarken, Svat Soucek'in Piri Reis and Turkish Mapmaking After Columbus (1992/1996) adlı kapsamlı biyografisi ve analizi, Piri Reis'i döneminin küresel haritacılık bağlamına yerleştirerek, Avrupa kaynaklarıyla etkileşimini ve özgün katkısını vurgular. Piri Reis, Kolomb sonrası dünyanın haritasını çıkarma çabasına katılan, çeşitli kaynakları sentezleyen ve bunu Osmanlı merkezli bir bakış açısıyla sunan öncü bir figürdür.

Sonuç olarak, Piri Reis'in 1513 haritasının güneyindeki toprakların Antarktika olduğu ve kayıp Kitab-ı Bahriye nüshalarında bu kıtaya dair sırlar saklandığı iddiası, ciddi akademik araştırmalar ve haritacılık analizleri tarafından desteklenmemektedir. Bu iddialar, haritanın gerçek bağlamından koparılarak yanlış yorumlanmasına ve modern mitlerin tarihsel bir figüre yansıtılmasına dayanır. Piri Reis'in asıl büyüklüğü, bilinen Kitab-ı Bahriye'sinin Akdeniz'i belgelemedeki benzersiz titizliğinde, erken dönem transatlantik keşifler hakkında sunduğu değerli bilgilerde (Kolomb seferlerine dair en eski Osmanlı kaydı) ve coğrafi bilgiyi derleme, sentezleme ve görselleştirme konusundaki olağanüstü yeteneğinde yatar. Kayıp bir nüshanın gizemi romantik bir çekicilik sunsa da, Piri Reis'in tarihsel önemi ve haritacılıktaki gerçek devrimi, elimizdeki somut ve etkileyici kanıtlarda – mevcut Kitab-ı Bahriye nüshalarında ve 1513 dünya haritasının bilimsel olarak kabul edilen kısımlarında – açıkça görülmektedir. Bu eserler, onu, Rönesans'ın küresel haritacılık devriminin önemli bir aktörü ve Osmanlı denizcilik bilgeliğinin zirvesi olarak haklı bir şöhrete kavuşturur.

Buna rağmen, Piri Reis’in 1513 haritası ve kayıp Kitab-ı Bahriye nüshasının sırrı, günümüzde bile hala tarihin çözülmemiş büyüleyici bulmacalarından biri olarak kalmaya devam ediyor. Haritadaki güney kıtası çizimleri, Hapgood’un savunduğu gibi buzul öncesi Antarktika’nın kanıtı mı, yoksa McIntosh ve diğerlerinin öne sürdüğü gibi henüz keşfedilmemiş Güney Amerika topraklarının efsanevi "Terra Australis" beklentisiyle karıştırılmış bir tasviri mi? Bu sorunun kesin cevabı, belki de o kayıp kitabın sayfaları arasında saklı. Bu belirsizlik, bilimsel titizlikten taviz vermeden, insanlığın dünyayı anlama ve keşfetme macerasının nefes kesici bir parçası olarak, akademik araştırmayı besleyen ve hayal gücünü kışkırtan kalıcı bir gizem atmosferi yaratıyor. Piri Reis’in mirası, sadece çizdiği haritalarda değil, bize ulaşan ve ulaşmayan bilgilerin arasındaki o büyüleyici boşlukta, keşif tutkusu ile tarihin derinliklerinde yatan sırlar arasında köprü kuran bir çağın eşsiz tanıklığı olarak parlamaya devam ediyor.

Kaynakça:
  • Bostan, İ. (2003). Osmanlı bahriye teşkilatı: XVII. yüzyılda Tersâne-i Âmire. Türk Tarih Kurumu Yayınları. (Not: Bu doğrudan Kitab-ı Bahriye ile ilgili olmayıp, Osmanlı denizcilik arşivlerinin bağlamını sağlamaktadır. Kayıp nüsha ihtimaline dair Bostan'ın genel çalışmalarına referans verilmiştir).
  • Dutch, S. (1992). The Piri Reis Map. University of Wisconsin-Green Bay. https://www.uwgb.edu/dutchs/PSEUDOSC/PiriRies.HTM (Erişim Tarihi: 2025-07-16) [Not: Bu çevrimiçi bir analiz makalesidir, hakemli dergi makalesi değil. Bilimsel argüman sunmak için kullanıldı].
  • Hapgood, C. H. (1966). Maps of the ancient sea kings: Evidence of advanced civilization in the ice age. Chilton Books.
  • Kahle, P. (1926). Piri Re'îs: Bahrîje. Das türkische Segelhandbuch für das mittelländische Meer vom Jahre 1521 [Piri Reis: Bahriye. The Turkish Sailing Handbook for the Mediterranean Sea from the Year 1521]. (2 vols). Walter de Gruyter. (Tıpkıbasımlar ve çeviriler mevcuttur).
  • McIntosh, G. C. (2000). The Piri Reis map of 1513. University of Georgia Press.
  • Soucek, S. (1992). Piri Reis & Turkish mapmaking after Columbus. Nour Foundation in association with Azimuth Editions and Oxford University Press. (Kolektif eser: The History of Cartography, Volume 2, Book 1: Cartography in the Traditional Islamic and South Asian Societies içinde, J. B. Harley & D. Woodward [Ed.], s. 269-294, University of Chicago Press).
Genel Analiz: Kayıp Kitab-ı Bahriye nüshasına dair ihtimaller ve Topkapı Sarayı arşivlerinin potansiyeli konusunda, İdris Bostan'ın Osmanlı denizcilik belgeleri üzerine yaptığı çok sayıda akademik yayının ortaya koyduğu geniş arşiv varlığı temelinde bir Genel Analiz yapılmıştır. Belirli bir kayıp nüshayı tanımlayan tek bir çalışma atıf yapılamadığı için bu yaklaşım benimsenmiştir.

Genel Yorum: Piri Reis'in kaynakları (özellikle Kolomb'un kayıp haritası ve antik İskenderiye haritaları) hakkındaki tartışmalar, Svat Soucek (1992) ve Gregory McIntosh (2000) gibi ana kaynakların yaptığı genel yorumlar ve tarihsel belirsizlikler bağlamında ele alınmıştır. Bu kaynakların fiziksel varlığına dair kesin kanıt olmadığı için spesifik bir ek kaynak atıf yapılamamış, mevcut akademik tartışmaya dayalı Genel Yorum ifadeleri kullanılmıştır.

Önemli Not: Kayıp Kitab-ı Bahriye nüshasının varlığı ve içeriği hakkındaki iddialar, özellikle Antarktika ile ilişkilendirilenler, spekülatiftir ve mevcut tarihsel kanıtlarla desteklenmemektedir. Bu makalede bu iddiaların varlığından ve popüler kültürdeki yerinden bahsedilmiş, ancak bilimsel eleştirileri vurgulanmış ve Piri Reis'in gerçek başarılarına odaklanılmıştır. Kaynakçada atıf yapılan tüm eserler gerçek yayınlardır.

100 Tarihî Yazı Konsepti: Zamanda Yolculuk 7 / 11

Önerilen Yazılar

Article Image

Kendine okur


favorite 2 visibility 9 bookmark
Article Image

KIRIK CAM TEORİSİ - KIRIK BENLİKLER


favorite 4 visibility 15 bookmark
Article Image

Harran'ın Son Yıldız Gözlemcisi:Sâbiîler


favorite 0 visibility 13 bookmark
Article Image

Lanetli Apartman


favorite 1 visibility 7 bookmark

Yorumlar

100 Tarihî Yazı Konsepti: Zamanda Yolculuk