Bugün de bitti. Sahi, nasıl geçti? Yaklaşık 7 aydır kendimi inanılmaz bir koşuşturmaca içinde hissediyorum. Tabii, koşuyorum da nereye? Sanki yetişmeye çalıştığım bir yer var da ben bu yerden bihaberim. İnsanoğlunun bir tuhaflığı daha işte; koşar durur, nereye koşar bilmez...
Sadece ben yaşamıyorum bu durumu aslında. Eminim ki herkes, içindeki büyük ya da küçük meseleler ile çatışıyordur. En çok yaptığımız şey ise bu tip durumlarda kendimizi sürekli birileriyle kıyaslamak oluyor.
"O mutlu görünüyor, bence hiç derdi yok."
"Şuna bak ya! Ne kadar gamsız yaşıyor bu hayatı."
"Kıyamet kopsa bunun umurunda olmaz!"
...gibi gibi bir sürü akış geçiyor kafamızdan. Bizi en çok yoran da bu aslında. Kıyaslama ve onaylama arzusu.
Kimi insan çok çalıştığı için yorulur, kimisi ise yatakta boş boş yattığı için... Çalışan kişi, yatan kişinin yerinde olmak ister; yatan ise yatmaktan yorulduğu için kalkıp çalışmak ister. Bu durumu düşününce ele geçen şey, "O anın kıymeti ve verdiği his." oluyor aslında.
Hepimiz koşuşturmaktan yorulduk, değil mi? Kimisi "evet" diyor, kimisi "hayır". Demek ki bizim, kendimiz ile kıyasladığımız çoğunluk aslında bizim gibi düşünmüyor ya da aynı fikri çelişkili biçimde ele alıyor.
Evet, bir gün daha bitti! Sahi, nasıl geçti?
Yorumlar