İçerik Resmi

KAHVE KOKUSU VE ŞEMSİYE ÇİKOLATA


favorite 1 visibility 4 bookmark 0


Tanıdık bir kokuyla uyandım bu sabah. Cumbalı evin penceresinden sakince güne başlayan ve hareket eden eski sokağı seyrettim bir müddet. Evin içinde çocukluğumdan kalma hayaletlerle birlikte anıları düşünüyordum buruk bir huzurla. Beyaz tahta pencereyi açarak, eskiden olduğu gibi mindere yaslanarak tanıdık sokağı izlemeye başladım. Sokağa yayılan eski ve tanıdık koku, beni uyandıran kokunun aynısıydı ve anılardan uyandırdı beni. Kendimi sokağa atarak derin kokunun peşinden gitmeye karar verdim.  

Çocukken koştuğum taş kaldırımda yürüyerek arka sokakta yokuşun kenarında yıllardır duran o küçük ve eski dükkâna girdim. Çocukken de şemsiye çikolata almak için geldiğim bu dükkânda o kokuyu gözlerimi kapatarak içime çekerdim: taze çekilmiş kahve kokusu. O zamandan bu zamana hiç değişmemiş dükkânı ve o tanıdık kokuyu dolu gözlerle izledim.  

Etrafa yeniden bakındığımda parlak kâğıtlara sarılmış şemsiye çikolatalar orada bana göz kırpıyordu. Ben sessizce gülümserken, yanıma küçük bir kız çocuğu ile elinden sıkıca tutmuş yaşlı bir teyze geldi.  

Kız çocuğu heyecanla şemsiye çikolata için zıplıyordu. Hangi renginden alacağına karar vermeye çalışıyordu. Yaşlı teyze “yüz gram kahve ve şemsiye çikolata” istemişti. Benim çocukluğum yanımda duruyordu; cümleler aynı, hareketler aynı ve heyecanlar aynıydı.  

Mutlulukla gözlerim dolu dolu izledim dükkânda bekleyen yaşlı teyzeyle küçük kız çocuğunu. Bu sırada amca benimle konuşuyordu, fark edememiştim.  

Ben de yüz gram kahve ve iki tane şemsiye çikolata istemiştim. Renkleri arasında kalmıştım, eskisi gibi seçememiştim yine… Çocukluğumun bir parçasını aldım ve dükkândan çıktım. Taş caddedeki dar sokaktan aşağı inerek çocukluğumun en güzel anlarının geçtiği eve doğru ilerlemeye başladım. Ben yürürken yanımda çocukluğum, babaannem vardı. Dükkânda beraberdik; şimdi beraber o eve doğru yürüyorduk. Çocukluğumun elinde yarısı yenmiş çikolata vardı ve bana gülümseyerek bakıyordu.  

Mahalle manavının, fırınının ve kasabının yanından geçip eve doğru ilerledik. Üçümüz birlikte eve girdik ve o minik kız çocuğu eski tüplü televizyonu açtırarak en çok sevdiği çizgi filmi izlemeye başlamıştı. Yaşlı teyze, mutfakta torunu için en sevdiği yemek olan patates ve köfte yapıyordu. O küçük mutfağın kapısında durdum ve arkasından izledim bildiğim görüntüyü. Elindeki kahve paketini açtığında etrafa yayılan ve bana bu anıları canlandıran taze kahve kokusuyla yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başladılar. En sevdiği sarı pijamalarını giymiş olan çocukluğumun sadece kahkahaları duyuluyordu. Babaannem, sesi duyup gülümseyerek kaybolmaya başlamıştı. Tek camlı, mavi tezgâhlı küçük mutfakta sadece yarısı yenmiş şemsiye çikolata ve taze kahve kokusu kalmıştı onlardan bana kalan… 

Önerilen Yazılar

Article Image

MİRAS
bookmark


favorite 1 visibility 14
Article Image

Okurun Karar Verdiği Başlık
bookmark


favorite 6 visibility 22
Article Image

Peri Kız, Ophelia
bookmark


favorite 3 visibility 15
Article Image

Olmalı Böyle Günler
bookmark


favorite 2 visibility 14

Yorumlar