Bir gün gerçek olabilecek sonsuz ihtimalin boğucu meyhanesinde olmazlara yenildik bu akşam... Açık pencerelerden gizlice içeriyi gözetlerken bahar, üzerimize düşen koyu gölgesiyle güz doldurdu kadehlerimize. Yersiz heveslerimiz eşliğinde birer yudum aldık hepimiz, yapraklarımız dökülüverdi usulca denize. İçtiği şarabın akıl almaz kızıllığıyla bile sarhoş olamayacak kadar üzülmüş kim varsa, hepsi düşüp taburelerinden yerlere serilmişti öylece. Ve hepsinin bağrında birer karanfil: Kokusu bedeldi bir kadeh ölüme.
Sonra ılık bir rüzgar çaldı kapıyı, donakaldı tabii içeri girince; baktı ne sen varsın bu nisan, ne de ağaçlarda çiçekler... Pencere pervazında uyuyakalmıştı zavallı bahar, ondandı bizim bu mutlak mağlubiyetimiz.
08425.
Yorumlar