Ben denizin kumları üzerinde durdum
Bir heykel tadında olan ve bunu geçen
Bir şekilde denizin kumları üzerinde durdum
— Edip Cansever / Pesüs
Işıklar sönünce ne yapacağımı bilemedim.
Perdeyi çekmek de istemedim, dışarıyı seyretmek de gelmedi içimden.
Sadece pencereyi açık bıraktım.
Belki biraz hava girer, içerideki ağırlığı dağıtır diye.
Aslında geceden çok, o boşlukla ne yapacağımı bilemiyorum.
Oturuyorum. Geçsin diye değil, belki kendiliğinden bir şey olur diye.
Her şey çok sessiz. Ama o sessizliğin içinde de bir şeyler kıpırdıyor gibi.
Belki biraz alıştım, belki hâlâ direniyorum, emin değilim.
Ama pencere hâlâ açık.
O detay önemli.
Bazı anlar var, zamanın bile durduğu.
Ne ileri gidebiliyorsun, ne geriye.
Sadece o anda kalıyorsun, olup biteni izliyorsun.
Biliyorum, bazen sabır sadece beklemekmiş.
Ama beklemek zor bir iş.
Yine de yapıyorum.
Çünkü biliyorum, kapı kapanırsa, nefes daralırsa, pencere kapanırsa, her şey daha zor olur.
O yüzden pencere açık kalmalı.
Belki içeri biraz rüzgar girer.
Belki biraz hayat.
Ve belki bir gün, o rüzgar sayesinde başka bir pencere açılır.
Yorumlar