(Bağlantıdaki şarkıyla okunması tavsiye edilir)
https://www.youtube.com/watch?v=HmvftTp1Fr0
Makyajıyla hayal kadar güzel olan bir sirk cambazı
Retro renkli, görkemli bir çadırda uyandı bir sabah.
Geceler boyu kabuslar görmüştü ama bir rüyaya uyandı ilk kez, o sabah.
Işıklar olabildiğince parlak,
Hava ılık, bahar. Güzel bir sabah.
Önü mavi renkli ve uçsuz bir denize bakan; retro renkli, görkemli bir çadırda uyandı bir sabah.
Hava ılık, bahar. Güzel bir sabah.
Müziği ilk o sabah duydu.
Tanıdık ama eşsiz bir melodi. Bir başyapıt!
Sözleri belirsiz ancak yeryüzünde bestelenmiş en güzel şarkı.
Hava ılık, bahar. Güzel bir sabah.
Önü mavi renkli ve uçsuz bir denize bakan; retro renkli, görkemli bir çadırda
çırılçıplak, en doğal, en saf ve kulaklarının bile en çıplak haliyle o eşsiz melodiyi dinledi.
Cambaz, trapezine tırmandı ve müziğin ritmiyle ilerledi, geriledi, ilerledi…
Yükseldi, alçaldı. En en en en yükseğe çıktığı anda yeryüzünde bugüne kadar yapılmış en güzel beste; bir başyapıt, gök yüzünde çırılçıplak kulaklarla buluştu.
Hava ılık, bahar. Güzel bir sabah.
Önü mavi renkli ve uçsuz bir denize bakan; retro renkli, görkemli bir çadırda
çırılçıplak, en doğal, en saf ve kulaklarının bile en çıplak haliyle güzel bir rüyaya uyandı.
Ancak makyajıyla hayal kadar güzel ve kör bir sirk cambazı; yeryüzünde yapılmış en güzel besteyi o sabah kalbiyle gördü. Gözleriyle dinledi. Sözleri kendine klavuz yaptı ve cesurca trapezinde ilerledi.
Sonra bir gün müzik bitti.
Cambaz dengesini kaybetti.
Trapezinden düştü.
Öldü.
Önü mavi renkli ve uçsuz bir denize bakan; retro renkli, görkemli bir çadırda olmanın hayalinde gömüldü.
Yorumlar
Hem şarkı hem yazı o kadar hoş ve uyumlu ki...
zaman ayırıp okuduğunuz ve nazik görüşleriniz için çok teşekkür ederim.